23 Nisan 2013 Salı

Her zaman farklı farklı zaman dilimlerinde farklı şehirlerde yalnızlıkları oynuyoruz. Bazen kayıplarımız oluyor bazen düşünmüyoruz bile sonumuz ne olacak diye . Tehlikeli uçurum kenarlarından seyrediyoruz hayatı. Bazılarımız uçurumlara meydan okurken bazılarımız, uçurumdan salıveriyor bütün umutlarını, ardını düşünmeden. Umut, klasik olacak ama fakirin ekmeği... İnsanlar umut ederek hayatta kalmayı başardığını sanıyorlar. Oysa ki hayat sadece kimine göre basit , kimine göre imkansız olan şanslarını sunuyor insanlara. Her zaman zamana karşı yarışıyoruz farkında olmadan. Çoğu zaman kimliklerimizden sıyrılıp değişik imajlar yaratıyoruz, evet bazen makyaj yapıyoruz kadınlar olarak. Erkeklerin korktuğu, bir türlü güvenemedikleri kadınlar oluveriyoruz. Biz hayatı sadece kıyaslama yöntemiyle yaşıyoruz. Her kötünün içinde bir iyi, her iyinin içinde bir kötü muhakkak arıyoruz.!!!

17 Nisan 2013 Çarşamba

Hayatta en çok korktuğum şey, olaylara karşı tedariksiz yakalanmaktır. Her zaman hazır cevap olmayı sevmişimdir. Fakat bazen öyle anlarla karşılaşıyoruz ki söyleyecek kelime bulamıyoruz. Biraz düşündükten sonra nelerle cebelleştiğimizin, uğraştığımızın farkında bile değiliz. Bir kaç ay sonra da ne kadar boş olduğunu anlıyoruz zaten.! Zamanı iyi yönetmeniz dileğiyle...

10 Nisan 2013 Çarşamba

Vedaların ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha anlamanın hayal kırıklığını yaşıyorum.! Ve bu durumdan nefret ediyorum..

2 Nisan 2013 Salı

Zaman zaman terketmek istiyorum içimdeki şehirleri...İçimdeki kalabalıklardan kurtulmak istiyorum, yapıyorumda... Yalnız kalma gibi korkularım yok mesela hayatta, severimde yalnızlığı... Uzaklaşmak iyi gelir bünyeme her fırsat bulduğumda bilmediğim şehirlerin bir sokağında, köşesinde olurum. İnsan kendini bazen dinlemeli. Şairin dediği gibi "yüreğinin götürdüğü yere" gidebilmeli. Çok kitap okumalı mesela...Ama okumak için okumamalı. Kitabı kendinde yaşamalı.! Bence her insanın ufak veya kocaman bir kitaplığıda olmalı... Bazen kendini teselli eden şeyler bulmalı kendine kimsenin yardımı olmadan. Bir çiçek yetiştirmeli ya da bir hayvan beslemeli. Büyütmeli ve istediklerini yapmanın hazzını yaşamalı. Müziksiz hayat mı olurmuş? Müzikle hayatın ritmini yakalamalıyız bence... Resim çizmeye çalışmalıyız di,yeceğim ama herkesin yeteneği veya yetisi yok. Bazılarımız fotoğraf çekmeli görüş açısı güzel olanından... Bazen sinirlerine hakim olamaz duruma geldiğinde kimsenin olmadığı yerlerde avaz avaz küfür edebilmeli en edepsizinden, bünyenin ihtiyacı var çünkü. Bildiği veya doğrularına hakim olduğu konularda susmamalı. Babam her zaman söyler ; - Haklı olduğun sürece mücadele et, bildiklerinin arkasında dur ve kendini savun.! seviyorum bu sözü. En azından bana göre doğru ve her zaman arkasında olabilirim bu sözün. Bahar geldiğinde kıpır kıpır oluyoruz . Kimimizi bahar havası çarpıyor saçma sapan ilişkiler yaşıyoruz . E bahar heyecanı dalgınlığımıza geliyor sanırım. Bahar demişken bahar yağmurlarını severim. Islanmayı daha çok. Yağmur yağdığında hüzünlenmem mesela, şükrederim rahmettir sonuçta. İnsanın reaksiyon göstermesi kadar büyük bir mucize yok bence... Elimiz ayağımız tutuyor, çoğu güzelliklerden haberdarız ama farkına varamıyoruz sadece haberdarız . Oysa ki daha fazla zaman ayırmalıyız kendimize çünkü bir daha asla 19-20'li yaşlarda olmayacağız.



Kübra Nur TUĞRUL